Kanser Riski ve Meslekler

MEDİKAL ONKOLOJİ


Kanserin global yükü yıllar geçtikçe artmaktadır. 2000 yılında tüm dünyada 10.1 milyon hastaya kanser tanısı konurken, 2020 yılında bu rakamın 15 milyonu bulması beklenmektedir. Sosyoekonomik koşullardaki değişim, sanayileşme atılımları, temel koruyucu sağlık hizmetleri ve eğitimin toplumun farklı kesimlerinde yoğunlaşması gibi birçok faktöre bağlı olarak kanserlerin kişi-başı geliri yüksek toplumlardan daha sınırlı kaynaklara sahip toplumlara doğru kaydığını gözlemlemekteyiz. Bu bağlamda uluslar arası bağımsız sağlık kuruluşları elimizdeki bilimsel verileri derleyerek kanserojen maddelerin iş yeri ve çevredeki maruziyetini azaltmak amacıyla önemli bir inisiyatif üstlenmektedirler. Gerçekten de günlük yaşamımızın önemli bir bölümünü geçirdiğimiz iş yerlerimizde sağlığımızı tehdit eden zararlı maddeleri tanımak, maruziyeti azaltacak iş yeri güvenlik önlemlerini eksiksiz uygulamak ve eğitim yoluyla bu konudaki farkındalığı arttırmak toplumun her bir bireyi için kuşkusuz büyük önem taşımaktadır.

Aşağıda kanserle ilişkili olduğu bilimsel verilerle kanıtlanmış olan çeşitli zararlı maddeler ve bu maddelere maruziyetin risk yaratabileceği meslek grupları özetlenmiştir. Ancak, kanserin oluşumunda birçok kişisel ve çevresel faktörün de etkili olduğu dikkate alınmalı ve tüm kanserler sadece mesleki maruziyet zeminine indirgenmemelidir. Yine de bu meslek gruplarında kanserler uygun güvenlik önlemlerinin eksiksiz ve koşulsuz olarak uygulanması, kansere zemin hazırlayacak kötü alışkanlıklardan uzak durulması, ve doğru beslenme alışkanlıklarının edinilmesiyle belirli bir ölçüde engellenebilir.

 

Asbest ve Kanser İlişkisi

Asbest çevre ve iş yeri maruziyeti ile kanser ilişkisi en kuvvetli olan maddelerden biridir. Asbest içeren tekstil (iplik, kumaş) ve çimento endüstrisi (levha, boru), boya ve izolasyon maddeleri ile çalışanlar (boru etrafı, gürültü ve yangın izolasyonu), asbestli kağıt ve karton üretimi, talk pudrası üretimi, otomotivde fren ve debriyaj kaplama malzemeleri, balatalar; tersanelerde gemi ve vagon yapımında çalışanlar ve asbest çıkaran madenlerde çalışanlar akciğer kanseri ve özel bir akciğer zarı kanseri olan mezotelyoma için risk taşırlar. Üstelik bu risk maruziyetten sonra 35 yıla kadar uzanan bir süreçte geçerli olmaktadır. Asbest maruziyeti akciğer kanseri riskini yaklaşık 8 kat kadar arttırırken, sigara içen ve asbeste maruz kalan bireylerde bu risk 17 kata yükselmektedir. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde asbest kullanımı yasaklanmış veya çok sınırlandırılmıştır. Asbest içeren bina, gemi, vagon vb. ürünlerin yıkılması, dönüştürülmesi işlemleri de özel bazı güvenlik önlemleri alınarak yapılabilir.

 

İnşaat Sektöründe Kanser Riskleri

Bir yapının inşaatı sırasında birçok kanserojen madde ile temas söz konusudur. Özellikle çatı ve kaynak işlerinde çalışan işçiler akciğer kanseri açısından risk taşımaktadırlar. Çatı izolasyonunda kullanılan asbest, asfalt ve zift; kaynak sırasında ortaya çıkan metal (krom ve nikel) buharı özellikle sigara içenlerde akciğer kanserini tetikleyebilir. Ayrıca yol yapım işçilerinin de maruz kaldıkları asfalt ve zift mesane ve cilt kanserleri için de önemli bir risk faktörüdür. Bunun dışında zehirli çözücülerle teması bulunan boyacılar da akciğer kanseri dışında mesane kanseri için risk altındadırlar.

 

Tekstil Sektöründe Kanser Riskleri

Asbestli iplerle dokuma üretiminde bulunan işçilerde akciğer ve mezotelyoma riski kanıtlanmıştır. Bunun dışında gerek kumaş, gerekse deri renklendirmesinde kullanılan zararlı boyalar mesane kanserini tetikleyebilir.
Bazı kumaşların eskitilmesi ve kot beyazlatma için uygulanılan yüksek basınçlı kum üfleme işlemi sonucunda akciğer dokusunda silikozis adı verilen bir akciğer hastalığı gelişebilmektedir. Silikozis birçok önemli akciğer hastalığının yanı sıra akciğer kanseri için de bir risk faktörüdür.

Kürk işlemesinde kullanılan bir madde olan formaldehite maruziyet sonucunda özel tip baş-boyun kanserleri olan nazofarens kanseri ile sinonazal kanserler ve lösemi (kan kanseri) riski de artabilmektedir.

 

Demir-Çelik Endüstrisinde Kanser Riskleri

Bu sektörlerde kullanılan metal bazlı yağlar ve kuvvetli asit buharı ve bunların aerosol halinde solunması ses teli kanseri olan larenks ve akciğer kanseri dışında bazı cilt kanserlerine zemin hazırlar. Bunun yanı sıra kaynak işinde çalışanlarda krom ve nikel buharı ile akciğer kanseri riski artarken, üretim ve döküm işinde çalışanlarda ek olarak beyin ve yutma borusu (ösafagus) kanserleri de görülebilmektedir.
Ayrıca, korozyona karşı koruyucu olarak kullanılan bileşiklerin içinde yer alan polisiklik aromatik hidrokarbon (PAH) adı verilen toksik organik benzen bileşenlerine maruziyet sonucunda akciğer, mesane, ösafagus kanseri riski artar. Yine bu sektörde çalışanlarda formaldehit ve izosiyanat maruziyeti nedeniyle özel tip baş-boyun kanserleri olan nazofarens kanseri ile sinonazal kanserler ve lösemi (kan kanseri) riski de artabilmektedir.
Formaldehit bu sektör dışında tekstil üretiminden, plastik ve kauçuk üretimine, tarımdan, sağlık sektörüne kadar birçok alanda kullanımı olan bir madde olduğu için bu maddeyle karşılaşan tüm bireylerin önlem alması gerekmektedir.

 

Plastik, Elektrik ve Elektronik Sektöründe Kanser Riskleri Kanser Riskleri

Başta plastik yapımında olmak üzere, elektrik maddeleri ve elektrod yapımında kullanılan polivinil klorür (PVC) hammaddesi karaciğer kanserine yol açmaktadır. Elektrod yapımında yer alan bir başka madde olan polisiklik aromatik hidrokarbon (PAH) adı verilen toksik organik benzen bileşenlerine maruziyet sonucunda akciğer, mesane, ösafagus kanseri riski artar. Yine elektro-kaplama işlemleri sırasında maruz kalınan krom ve nikel gibi maddeler akciğer kanseri riskini arttırabilir. Aynı sektörde asit buharı nedeniyle burun, sinüs ve ses teli kanserleri; ve organik çözücüler nedeniyle kan kanseri riskleri de artmıştır.

Pil yapımında kullanılan kadmiyum, arsenik gibi maddeler kanserojendir. Kadmiyum akciğer kanseri riskini arttırır. Arsenik ile 10 yıl ve daha uzun süreli maruziyet sonucunda cilt, akciğer, mesane, ses teli (larenks) ve karaciğer kanseri gibi birçok kanserin riskinin artabileceği gösterilmiştir. Pil yapımında olduğu kadar, atık pillerin yok edilmesi sırasında olan maruziyet de kanser riskini arttırabilir.

Çeşitli fiziksel özellikleri nedeniyle floresan ampullerden, radyolojik görüntüleme aletlerine; telekomünikasyondan, nükleer reaktörlere kadar birçok elektronik aletin hammaddesi içinde yer alan berilyum tozunun veya buharının solunması sonucunda uzun süreli veya yüksek oranda maruziyet akciğer kanseri ile ilişkili bulunmuştur.

 

Boya Sektöründe Kanser Riskleri

Her türlü tekstil, inşaat, plastik madde, kaplama vb. işlerde kullanılan boyalara maruz kalanlarda bu boyaların içerdiği kanserojen maddelere bağlı olarak çeşitli kanserler tetiklenebilir. Özellikle kurşun içeriği yüksek olanlarda lösemi (kan kanseri) riski artarken, içerdikleri krom, benzidin ve PAH gibi farklı zararlı maddeler nedeniyle akciğer, mesane kanseri ve mezotelyoma riski de artabilir. Gelişmiş ülkelerde özellikle kurşun ve krom içerikleri oldukça azaltılan su-bazlı boyaların kanser oluşturma riskleri de buna bağlı olarak azalmıştır.

Bu sektörde çalışanlarda bir cila hammaddesi olan formaldehite maruziyet sonucunda özel tip baş-boyun kanserleri olan nazofarens kanseri ile sinonazal kanserler ve lösemi (kan kanseri) riski de artabilmektedir.

 

Lastik Endüstrisinde Kanser Riskleri

Lastik üretiminde kullanılan poliüretan, ortho-toluidin gibi zararlı hammaddeler lösemi, lenfoma gibi kan kanserleri dışında mesane, ses teli (larenks), akciğer, mide ve yutma borusu (ösafagus) ve safra yolu kanserlerine zemin hazırlayabilir.

Kanser Riski ve Meslekler

 

Petrokimya Endüstrisinin Kanserle İlişkisi

Petrol rafinerisinde veya benzin istasyonlarında çalışanlar, ayrıca egzost gazına yüksek oranda maruz kalan otomotiv sektörü işçilerinde bir petrol hammaddesi olan benzen türevleri ve kurşun maruziyeti sonucunda kan kanseri (lösemi, lenfoma, multiple myelom), akciğer kanserleri ve safra yolu kanserleri riski artmaktadır.

 

Besicilik, Tarım Sektörünün Kanserle İlişkisi

Hayvan beslemede kullanılan ve sağlıksız ortamlarda saklandığı için aflatoksin içeren yemlere cilt ve solunum yoluyla maruziyet sonucunda karaciğer kanseri riski artar.

Tarım sanayinde kullanılan gübre ve ilaçlama içinde yer alan arsenik ile 10 yıl ve daha uzun süreli maruziyet sonucunda cilt, akciğer, mesane, ses teli (larenks) ve karaciğer kanseri gibi birçok kanserin riskinin artabileceği gösterilmiştir.

 

Mobilya ve Tahta İşlemeciliğinin Kanserle İlişkisi

Tahta işlemeciliği ile uğraşan işçiler ve marangozlarda uzun süreli tahta tozu ve ağaç işlemeciliğinde kullanılan zararlı hammaddelere maruziyet sonucunda çeşitli kanserler topluma göre daha yüksek oranda görülebilmektedir. Konu ile ilişkili kesin kanıtlar bulunmamakla beraber toplum bazlı çalışmalarda bu sektör çalışanlarında kanser riskinin arttığı kabul edilmiştir. Bunların başında burun ve hava yollarına ait kanserler (sino-nazal kanser) yer alır. Asbest içeren ahşap maddelerin kesilmesi, taşınması, zımparalanması gibi işlemler sonucunda akciğer kanseri ve mezotelioma gibi kanserler açısından risk artışının yanı sıra, tahta işlemesinde kullanılan fomaldehit ve organik çözücüler içeren cila gibi maddelere maruziyet sonucunda kan kanserleri, nazofarens kanseri, sinonazal kanserler de bu sektör çalışanları için ciddi bir sağlık tehditi oluşturmaktadır.

 

Atık Yakımının Kanserle İlişkisi

Çevresel ve insani organik atıkların yakılması, odun yakılması (orman yangınları dahil olmak üzere), dizel makine atıkları dioksin denilen zararlı bir maddenin soluma yoluyla alınmasına yol açabilir. Bu madde sarkom denilen özel bir yumuşak doku tümörü, lenfoma (lenf bezi kanseri) ve akciğer kanseri ile ilişkilendirilmiştir.

 

Sağlık Sektörünün Kanserle İlişkisi

Sterilizasyon için kullanılan bir madde olan etilen oksidin solunum veya cilt yoluyla yüksek oranda alınması kan kanserleri (lösemi, lenfoma, myelom) ve meme kanseri için riskli bulunmuştur. Bu konudaki veriler kısıtlı olmakla beraber bu maddenin hücredeki genetik yapıyı bozarak kanser riskini arttırabileceği bilinmektedir.

Formaldehit deterjanların yanı sıra, başta patoloji olmak üzere çeşitli laboratuarlarda yoğun oranda kullanılan temizleyici ve fikse edici bir maddedir. Bu maddeye maruziyet sonucunda özel tip baş-boyun kanserleri olan nazofarens kanseri ile sinonazal kanserler ve lösemi (kan kanseri) riski de artabilmektedir.

Bunun dışında yüksek oranda radyasyon maruziyeti olan radyasyon onkolojisi, radyoloji, girişimsel kardiyoloji ve ortopedi gibi çeşitli branşlarda maruz kalınan iyonize radyasyonun miktarı ve süresine göre tiroid kanserleri ve kan kanseri (lösemi, lenfoma) riski artmaktadır.

 

Taş İşleme, Madencilik ve Seramik Endüstrisinin Kanserle İlişkisi

Madencilikte taş arama, işleme, çıkarma, kesme, zımparalama; çanak-çömlek yapımı, seramik, porselen ve ateşe dayanıklı madde üretimi sırasında silika tozu adı verilen, ince kum tozu ortaya çıkar. Buna maruz kalan bireylerde gerekli önlemler alınmadığında akciğerde “silikozis” hastalığı gelişebilir. Bu durum akciğer birçok ciddi hastalığın yanı sıra akciğer kanserini de tetikleyen bir risk faktörüdür.

 

Kanserojen Maruziyet İlişkisi Kanıtlanmamış Sektörler

Havayolu çalışanlarında (pilot, hostes) zararlı ultraviole ışınları maruziyeti sonucu melanom adı verilen bir cilt kanseri ve meme kanseri ilişkisi ortaya atılmış; ancak çalışmalardaki çelişkili veriler nedeniyle bu risk kanıtlanamamıştır. Benzer şekilde kuaförler için boya maruziyeti ve mesane kanseri ilişkisi çeşitli epidemiyolojik çalışmalarda araştırılmış; ancak kişisel faktörlerin dışlanamaması ve örneklem yetersizliği gibi nedenlerle kanıt elde etmek için daha çok çalışmaya ihtiyaç olduğu vurgulanmıştır.

 

Sonuç

Yukarıda bir kısmı özetlenmiş olan maddelere yoğun biçimde veya uzun süreli maruz kalındığında çeşitli kanserlere yakalanma olasılığı yüksektir. Bir birey olarak kanser riskini arttıracak bir mesleğe sahipseniz iş yerinde sizin için belirtilen “iş yeri güvenlik önlemleri”ne koşulsuz olarak uymanız çok önemlidir. Her iş yeri T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan ve en son 30.6.2012 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş “iş sağlığı ve güvenliği kanunu” ile esasları belirlenmiş olan önlemleri almakla yükümlüdür. Çalışma kapsamına bağlı olarak iş yerleri yeterli havalandırma, hava filtreleme, arıtma, işçi güvenliği için gerekli maske, respiratör, koruyucu giysi ve donanımları sağlamanın dışında çalışanları için ön görülen aralıkta düzenli sağlık kontrollerinin yapılması için gerekli koşulları oluşturmalıdırlar. Sizin için alınan bu güvenlik önlemlerini uygulamak dışında, ön görülen sağlık kontrollerine zamanında gitmeniz, sigara içmemeniz ve doğru beslenmeniz gelecekte bir kanser gerçeğiyle yüzleşmenizi engeleyebilir.

Her ülke kendi sosyoekonomik koşulları ve ulusal öncelikleri doğrultusunda farklı güvenlik yaklaşımları belirlemek zorundadır. Bu nedenle, bilimsel olarak kanıtlanmış verilerin paylaşılması dışında herhangi bir kural veya uygulama önerisi getirmek kişi veya sivil kuruluşların yetkisinde değildir. Ülke yönetiminde söz sahibi olan kurum ve kuruluşlar, olanaklar dahilinde gelecek politikaları belirlemek için bağımsız sağlık kuruluşları ve sivil toplum yöneticileriyle bir araya gelerek uygun adımların atılmasını sağlamalıdırlar.

Kanserin global yükü yıllar geçtikçe artmaktadır. 2000 yılında tüm dünyada 10.1 milyon hastaya kanser tanısı konurken, 2020 yılında bu rakamın 15 milyonu bulması beklenmektedir. Sosyoekonomik koşullardaki değişim, sanayileşme atılımları, temel koruyucu sağlık hizmetleri ve eğitimin toplumun farklı kesimlerinde yoğunlaşması gibi birçok faktöre bağlı olarak kanserlerin kişi-başı geliri yüksek toplumlardan daha sınırlı kaynaklara sahip toplumlara doğru kaydığını gözlemlemekteyiz. Bu bağlamda uluslar arası bağımsız sağlık kuruluşları elimizdeki bilimsel verileri derleyerek kanserojen maddelerin iş yeri ve çevredeki maruziyetini azaltmak amacıyla önemli bir inisiyatif üstlenmektedirler. Gerçekten de günlük yaşamımızın önemli bir bölümünü geçirdiğimiz iş yerlerimizde sağlığımızı tehdit eden zararlı maddeleri tanımak, maruziyeti azaltacak iş yeri güvenlik önlemlerini eksiksiz uygulamak ve eğitim yoluyla bu konudaki farkındalığı arttırmak toplumun her bir bireyi için kuşkusuz büyük önem taşımaktadır.

Aşağıda kanserle ilişkili olduğu bilimsel verilerle kanıtlanmış olan çeşitli zararlı maddeler ve bu maddelere maruziyetin risk yaratabileceği meslek grupları özetlenmiştir. Ancak, kanserin oluşumunda birçok kişisel ve çevresel faktörün de etkili olduğu dikkate alınmalı ve tüm kanserler sadece mesleki maruziyet zeminine indirgenmemelidir. Yine de bu meslek gruplarında kanserler uygun güvenlik önlemlerinin eksiksiz ve koşulsuz olarak uygulanması, kansere zemin hazırlayacak kötü alışkanlıklardan uzak durulması, ve doğru beslenme alışkanlıklarının edinilmesiyle belirli bir ölçüde engellenebilir.

 

Asbest ve Kanser İlişkisi

Asbest çevre ve iş yeri maruziyeti ile kanser ilişkisi en kuvvetli olan maddelerden biridir. Asbest içeren tekstil (iplik, kumaş) ve çimento endüstrisi (levha, boru), boya ve izolasyon maddeleri ile çalışanlar (boru etrafı, gürültü ve yangın izolasyonu), asbestli kağıt ve karton üretimi, talk pudrası üretimi, otomotivde fren ve debriyaj kaplama malzemeleri, balatalar; tersanelerde gemi ve vagon yapımında çalışanlar ve asbest çıkaran madenlerde çalışanlar akciğer kanseri ve özel bir akciğer zarı kanseri olan mezotelyoma için risk taşırlar. Üstelik bu risk maruziyetten sonra 35 yıla kadar uzanan bir süreçte geçerli olmaktadır. Asbest maruziyeti akciğer kanseri riskini yaklaşık 8 kat kadar arttırırken, sigara içen ve asbeste maruz kalan bireylerde bu risk 17 kata yükselmektedir. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde asbest kullanımı yasaklanmış veya çok sınırlandırılmıştır. Asbest içeren bina, gemi, vagon vb. ürünlerin yıkılması, dönüştürülmesi işlemleri de özel bazı güvenlik önlemleri alınarak yapılabilir.

 

İnşaat Sektöründe Kanser Riskleri

Bir yapının inşaatı sırasında birçok kanserojen madde ile temas söz konusudur. Özellikle çatı ve kaynak işlerinde çalışan işçiler akciğer kanseri açısından risk taşımaktadırlar. Çatı izolasyonunda kullanılan asbest, asfalt ve zift; kaynak sırasında ortaya çıkan metal (krom ve nikel) buharı özellikle sigara içenlerde akciğer kanserini tetikleyebilir. Ayrıca yol yapım işçilerinin de maruz kaldıkları asfalt ve zift mesane ve cilt kanserleri için de önemli bir risk faktörüdür. Bunun dışında zehirli çözücülerle teması bulunan boyacılar da akciğer kanseri dışında mesane kanseri için risk altındadırlar.

 

Tekstil Sektöründe Kanser Riskleri

Asbestli iplerle dokuma üretiminde bulunan işçilerde akciğer ve mezotelyoma riski kanıtlanmıştır. Bunun dışında gerek kumaş, gerekse deri renklendirmesinde kullanılan zararlı boyalar mesane kanserini tetikleyebilir.
Bazı kumaşların eskitilmesi ve kot beyazlatma için uygulanılan yüksek basınçlı kum üfleme işlemi sonucunda akciğer dokusunda silikozis adı verilen bir akciğer hastalığı gelişebilmektedir. Silikozis birçok önemli akciğer hastalığının yanı sıra akciğer kanseri için de bir risk faktörüdür.

Kürk işlemesinde kullanılan bir madde olan formaldehite maruziyet sonucunda özel tip baş-boyun kanserleri olan nazofarens kanseri ile sinonazal kanserler ve lösemi (kan kanseri) riski de artabilmektedir.

 

Demir-Çelik Endüstrisinde Kanser Riskleri

Bu sektörlerde kullanılan metal bazlı yağlar ve kuvvetli asit buharı ve bunların aerosol halinde solunması ses teli kanseri olan larenks ve akciğer kanseri dışında bazı cilt kanserlerine zemin hazırlar. Bunun yanı sıra kaynak işinde çalışanlarda krom ve nikel buharı ile akciğer kanseri riski artarken, üretim ve döküm işinde çalışanlarda ek olarak beyin ve yutma borusu (ösafagus) kanserleri de görülebilmektedir.
Ayrıca, korozyona karşı koruyucu olarak kullanılan bileşiklerin içinde yer alan polisiklik aromatik hidrokarbon (PAH) adı verilen toksik organik benzen bileşenlerine maruziyet sonucunda akciğer, mesane, ösafagus kanseri riski artar. Yine bu sektörde çalışanlarda formaldehit ve izosiyanat maruziyeti nedeniyle özel tip baş-boyun kanserleri olan nazofarens kanseri ile sinonazal kanserler ve lösemi (kan kanseri) riski de artabilmektedir.
Formaldehit bu sektör dışında tekstil üretiminden, plastik ve kauçuk üretimine, tarımdan, sağlık sektörüne kadar birçok alanda kullanımı olan bir madde olduğu için bu maddeyle karşılaşan tüm bireylerin önlem alması gerekmektedir.

 

Plastik, Elektrik ve Elektronik Sektöründe Kanser Riskleri Kanser Riskleri

Başta plastik yapımında olmak üzere, elektrik maddeleri ve elektrod yapımında kullanılan polivinil klorür (PVC) hammaddesi karaciğer kanserine yol açmaktadır. Elektrod yapımında yer alan bir başka madde olan polisiklik aromatik hidrokarbon (PAH) adı verilen toksik organik benzen bileşenlerine maruziyet sonucunda akciğer, mesane, ösafagus kanseri riski artar. Yine elektro-kaplama işlemleri sırasında maruz kalınan krom ve nikel gibi maddeler akciğer kanseri riskini arttırabilir. Aynı sektörde asit buharı nedeniyle burun, sinüs ve ses teli kanserleri; ve organik çözücüler nedeniyle kan kanseri riskleri de artmıştır.

Pil yapımında kullanılan kadmiyum, arsenik gibi maddeler kanserojendir. Kadmiyum akciğer kanseri riskini arttırır. Arsenik ile 10 yıl ve daha uzun süreli maruziyet sonucunda cilt, akciğer, mesane, ses teli (larenks) ve karaciğer kanseri gibi birçok kanserin riskinin artabileceği gösterilmiştir. Pil yapımında olduğu kadar, atık pillerin yok edilmesi sırasında olan maruziyet de kanser riskini arttırabilir.

Çeşitli fiziksel özellikleri nedeniyle floresan ampullerden, radyolojik görüntüleme aletlerine; telekomünikasyondan, nükleer reaktörlere kadar birçok elektronik aletin hammaddesi içinde yer alan berilyum tozunun veya buharının solunması sonucunda uzun süreli veya yüksek oranda maruziyet akciğer kanseri ile ilişkili bulunmuştur.

 

Boya Sektöründe Kanser Riskleri

Her türlü tekstil, inşaat, plastik madde, kaplama vb. işlerde kullanılan boyalara maruz kalanlarda bu boyaların içerdiği kanserojen maddelere bağlı olarak çeşitli kanserler tetiklenebilir. Özellikle kurşun içeriği yüksek olanlarda lösemi (kan kanseri) riski artarken, içerdikleri krom, benzidin ve PAH gibi farklı zararlı maddeler nedeniyle akciğer, mesane kanseri ve mezotelyoma riski de artabilir. Gelişmiş ülkelerde özellikle kurşun ve krom içerikleri oldukça azaltılan su-bazlı boyaların kanser oluşturma riskleri de buna bağlı olarak azalmıştır.

Bu sektörde çalışanlarda bir cila hammaddesi olan formaldehite maruziyet sonucunda özel tip baş-boyun kanserleri olan nazofarens kanseri ile sinonazal kanserler ve lösemi (kan kanseri) riski de artabilmektedir.

 

Lastik Endüstrisinde Kanser Riskleri

Lastik üretiminde kullanılan poliüretan, ortho-toluidin gibi zararlı hammaddeler lösemi, lenfoma gibi kan kanserleri dışında mesane, ses teli (larenks), akciğer, mide ve yutma borusu (ösafagus) ve safra yolu kanserlerine zemin hazırlayabilir.

Kanser Riski ve Meslekler

 

Petrokimya Endüstrisinin Kanserle İlişkisi

Petrol rafinerisinde veya benzin istasyonlarında çalışanlar, ayrıca egzost gazına yüksek oranda maruz kalan otomotiv sektörü işçilerinde bir petrol hammaddesi olan benzen türevleri ve kurşun maruziyeti sonucunda kan kanseri (lösemi, lenfoma, multiple myelom), akciğer kanserleri ve safra yolu kanserleri riski artmaktadır.

 

Besicilik, Tarım Sektörünün Kanserle İlişkisi

Hayvan beslemede kullanılan ve sağlıksız ortamlarda saklandığı için aflatoksin içeren yemlere cilt ve solunum yoluyla maruziyet sonucunda karaciğer kanseri riski artar.

Tarım sanayinde kullanılan gübre ve ilaçlama içinde yer alan arsenik ile 10 yıl ve daha uzun süreli maruziyet sonucunda cilt, akciğer, mesane, ses teli (larenks) ve karaciğer kanseri gibi birçok kanserin riskinin artabileceği gösterilmiştir.

 

Mobilya ve Tahta İşlemeciliğinin Kanserle İlişkisi

Tahta işlemeciliği ile uğraşan işçiler ve marangozlarda uzun süreli tahta tozu ve ağaç işlemeciliğinde kullanılan zararlı hammaddelere maruziyet sonucunda çeşitli kanserler topluma göre daha yüksek oranda görülebilmektedir. Konu ile ilişkili kesin kanıtlar bulunmamakla beraber toplum bazlı çalışmalarda bu sektör çalışanlarında kanser riskinin arttığı kabul edilmiştir. Bunların başında burun ve hava yollarına ait kanserler (sino-nazal kanser) yer alır. Asbest içeren ahşap maddelerin kesilmesi, taşınması, zımparalanması gibi işlemler sonucunda akciğer kanseri ve mezotelioma gibi kanserler açısından risk artışının yanı sıra, tahta işlemesinde kullanılan fomaldehit ve organik çözücüler içeren cila gibi maddelere maruziyet sonucunda kan kanserleri, nazofarens kanseri, sinonazal kanserler de bu sektör çalışanları için ciddi bir sağlık tehditi oluşturmaktadır.

 

Atık Yakımının Kanserle İlişkisi

Çevresel ve insani organik atıkların yakılması, odun yakılması (orman yangınları dahil olmak üzere), dizel makine atıkları dioksin denilen zararlı bir maddenin soluma yoluyla alınmasına yol açabilir. Bu madde sarkom denilen özel bir yumuşak doku tümörü, lenfoma (lenf bezi kanseri) ve akciğer kanseri ile ilişkilendirilmiştir.

 

Sağlık Sektörünün Kanserle İlişkisi

Sterilizasyon için kullanılan bir madde olan etilen oksidin solunum veya cilt yoluyla yüksek oranda alınması kan kanserleri (lösemi, lenfoma, myelom) ve meme kanseri için riskli bulunmuştur. Bu konudaki veriler kısıtlı olmakla beraber bu maddenin hücredeki genetik yapıyı bozarak kanser riskini arttırabileceği bilinmektedir.

Formaldehit deterjanların yanı sıra, başta patoloji olmak üzere çeşitli laboratuarlarda yoğun oranda kullanılan temizleyici ve fikse edici bir maddedir. Bu maddeye maruziyet sonucunda özel tip baş-boyun kanserleri olan nazofarens kanseri ile sinonazal kanserler ve lösemi (kan kanseri) riski de artabilmektedir.

Bunun dışında yüksek oranda radyasyon maruziyeti olan radyasyon onkolojisi, radyoloji, girişimsel kardiyoloji ve ortopedi gibi çeşitli branşlarda maruz kalınan iyonize radyasyonun miktarı ve süresine göre tiroid kanserleri ve kan kanseri (lösemi, lenfoma) riski artmaktadır.

 

Taş İşleme, Madencilik ve Seramik Endüstrisinin Kanserle İlişkisi

Madencilikte taş arama, işleme, çıkarma, kesme, zımparalama; çanak-çömlek yapımı, seramik, porselen ve ateşe dayanıklı madde üretimi sırasında silika tozu adı verilen, ince kum tozu ortaya çıkar. Buna maruz kalan bireylerde gerekli önlemler alınmadığında akciğerde “silikozis” hastalığı gelişebilir. Bu durum akciğer birçok ciddi hastalığın yanı sıra akciğer kanserini de tetikleyen bir risk faktörüdür.

 

Kanserojen Maruziyet İlişkisi Kanıtlanmamış Sektörler

Havayolu çalışanlarında (pilot, hostes) zararlı ultraviole ışınları maruziyeti sonucu melanom adı verilen bir cilt kanseri ve meme kanseri ilişkisi ortaya atılmış; ancak çalışmalardaki çelişkili veriler nedeniyle bu risk kanıtlanamamıştır. Benzer şekilde kuaförler için boya maruziyeti ve mesane kanseri ilişkisi çeşitli epidemiyolojik çalışmalarda araştırılmış; ancak kişisel faktörlerin dışlanamaması ve örneklem yetersizliği gibi nedenlerle kanıt elde etmek için daha çok çalışmaya ihtiyaç olduğu vurgulanmıştır.

 

Sonuç

Yukarıda bir kısmı özetlenmiş olan maddelere yoğun biçimde veya uzun süreli maruz kalındığında çeşitli kanserlere yakalanma olasılığı yüksektir. Bir birey olarak kanser riskini arttıracak bir mesleğe sahipseniz iş yerinde sizin için belirtilen “iş yeri güvenlik önlemleri”ne koşulsuz olarak uymanız çok önemlidir. Her iş yeri T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanmış olan ve en son 30.6.2012 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş “iş sağlığı ve güvenliği kanunu” ile esasları belirlenmiş olan önlemleri almakla yükümlüdür. Çalışma kapsamına bağlı olarak iş yerleri yeterli havalandırma, hava filtreleme, arıtma, işçi güvenliği için gerekli maske, respiratör, koruyucu giysi ve donanımları sağlamanın dışında çalışanları için ön görülen aralıkta düzenli sağlık kontrollerinin yapılması için gerekli koşulları oluşturmalıdırlar. Sizin için alınan bu güvenlik önlemlerini uygulamak dışında, ön görülen sağlık kontrollerine zamanında gitmeniz, sigara içmemeniz ve doğru beslenmeniz gelecekte bir kanser gerçeğiyle yüzleşmenizi engeleyebilir.

Her ülke kendi sosyoekonomik koşulları ve ulusal öncelikleri doğrultusunda farklı güvenlik yaklaşımları belirlemek zorundadır. Bu nedenle, bilimsel olarak kanıtlanmış verilerin paylaşılması dışında herhangi bir kural veya uygulama önerisi getirmek kişi veya sivil kuruluşların yetkisinde değildir. Ülke yönetiminde söz sahibi olan kurum ve kuruluşlar, olanaklar dahilinde gelecek politikaları belirlemek için bağımsız sağlık kuruluşları ve sivil toplum yöneticileriyle bir araya gelerek uygun adımların atılmasını sağlamalıdırlar.

Kanser ve Beslenme

İletişim Bilgileri

Fulya, Teşfikiye Mah, Hakkı Yeten Cd.
Fulya Terrace Center No:14 D:83
Şişli, İstanbul

Yararlı Linkler

Please publish modules in offcanvas position.