H.Ş.
Babam 58 yaşında. Bugün patoloji sonucuna bağlı olarak 4. evre adenoCA akciğer kanseri tanısı kondu. Bugüne kadar hiç sigara kullanmadı. Tümör 25 mm-20 mm boyutlarında. Lenf bezlerinde, ayrıca kemik ve böbrek üstü bezlerinde küçük tutulumlar varmış.
Trakya Tıp fakültesi doktorları ilk etapta Kemoterapi tedavisine başlayacaklar. İnternetten araştırdığımızda ilaç tedavisinin olumlu sonuçlar verdiğini öğrendik. Trakya tıp doktorları ilacın kemoterapinin etkisinin azaldığı dönemde kullanılacağını söylediler. Bu konuda farklı bir tedavi metodu veya farklı tedaviler mevcut mu? Türkiye'deki bütün AdenoCA akciğer kanseri tedavileri aynı mı hala anlayabilmiş değiliz. Yardımcı olursanız sevinirim.
Prof. Dr. Yeşim Eralp
H.Ş... Merhaba;
Evre 4 olan ve metastaz bulunan hastalıkta ise genelde sadece kemoterapi ve gerekirse ağrılı yerlere radyoterapi uygulanır. Ancak adeno kanserlerin bazı tiplerine yönelik farklı ilaçlar piyasada bulunuyor ve uygun hastalarda çok da başarılı sonuçlar alınabiliyor. Bu nedenle babanın tümör örneğinde EGFR mutasyonu ve ALK translokasyonu denilen iki genetik inceleme yapılmalı. Eğer bunlardan biri varsa babanı belirli bir süre içinde de olsa kemoterapisiz tedavi etmek mümkün.
Geçmiş olsun...
E.B.
5 temmuz 2011 tarihinde foliküler varyant papiler tiroid kanserinden, total tiroidektemi ameliyatı oldum.
Patoloji raporunun sonuçları yukarıdaki gibidir,
17 ağustos 2011 tarihinde 100 mci atom iyot tedavisi aldım. Sıkıntım şu hocam. Nükleer tıp doktorum 6 ayda bir tiroglobulin ve ultrasonla bakılarak, değerlere bakılarak, eğer ihtiyaç olursa yeni bir iyot alınabileceğini söyler iken; endokron doktorum 9-12 ayın sonunda 5. bir iyot alındıktan sonra vücudun bir taramaya tabi olması gerektiğini söylüyor. Hangisi doğru şaşırdım doğrusu. Şu anda da bir seneyi doldurdum. İkinci sorum ise 175 eutrox kullanıyorum, tsh;0,225. Daha ne kadar süre tsh mı kontrol altında tutmalıyım?
Prof. Dr. Yeşim Eralp
E. merhaba,
Başlangıç ve izlem tirogobulin değeri ve görüntülemeleri bilmiyorum ama, senin tiroid kanserinin nüks etme riski çok yüksek değil gibi görünüyor. Bu nedenle, ikinci bir iyot tedavisine gerek olduğunu düşünmüyorum. Takip eden nükleer tıp doktoruna katılıyorum. Tiroid hormonunu yaşam boyu alman gerekiyor. Tiroglobulin + olan ve görüntülemede hastalık yayılımına/kalıntısına ait bulgu olmayan hastalarımızda TSH'i sürekli olarak 0.1-0.5 arasında tutmak yeterli. Seninki sanıyorum bu grupta yer alıyor. Dolayısıyla TSH değerin bana uygun geldi. Ancak daha yüksek risk varsa 0.1'in altında tutulmalı ve baskı uygulanan süre beklenen yarar ve zarar dengesine göre belirlenmeli. Geçmiş olsun.
Geçmiş olsun...
E...
Merhaba 30 yaşındayım ve invaziv duktal karsinom tanısı koyuldu. Meme kanseriyim. Ben alınmasından yanaydım ama konseyden çıkan karar kemoterapi oldu. Doktorlara güveniyorum ama insan şüphe etmeden edemiyor. Başka bir organa sıçrama yok. Moralim yüksek ama sadece bu tür çok mu kötü onu sormak istedim. ilk kemoterapimi aldım şimdi 2. sini alacağım.
Prof. Dr. Yeşim Eralp
Merhaba E..;
Meme kanserinde sadece kanserin tipine göre her hangi bir yorumda bulunmak mümkün değil ne yazık ki...Senin tümörüne özel bulguların hepsi birden değerlendirilerek yapılması gerekenlere karar verilebilir. Bu nedenle doktoruna güvenmelisin. "alınmasından yanaydım" derken herhalde memenin tümünün alınmasından bahsediyorsun. Yapılan ameliyatta tümör temiz sınırlarla çıkarılmışsa bütün memenin alınmasına gerek yok. Kemoterapiyi meme tümü veya bir kısmı da alınsa senin yaşında hemen hemen tüm hastalarımıza öneriyoruz. Memenin sadece tümörlü bölümü çıkarıldıysa kemoterapi sonrası radyoterapi yapılması gerekli.
Geçmiş olsun...
A. K...
8 yıl önce tiroid kanseriydim. Ameliyat oldum, iyot tedavisi oldum. Geçenlerde kan verdim ve tg(trigulobin) değerim 0,41 çıktı. Daha önceden hep 0,2 çıkıyordu acaba tekrar tiroid kanseri mi oluyorum? Teşekkür ederim.
Prof. Dr. Yeşim Eralp
A.K... Merhaba;
Tümör belirteçleri söz konusu olduğunda tek bir değerle hiçbir zaman karar vermiyoruz. Üstelik senin değerin normal sınırlar içinde. Eğer seri olarak bakılan değerler giderek yükseliyorsa o zaman şüphelenip vücut taraması yapılabilir.
Geçmiş olsun...
H. E...
Yaşım 56, altı yıl önce KLL tanısı kondu. Kemoterapi derken hastalık tedavi oldu. Şimdi sonuçlar gayet iyi, sorunum ayak bileğinden diz kapağına kadar yanma ve kaşıntı. Dermatolojiye, norolöjiye, kalp damara gittim fakat sonuç alamadım.
Konuyla ilgili beni aydınlatır neler yapmam gerektigi hakkında bilgi verirseniz sevinizim. Kolay gelsin. saygılar.
Prof. Dr. Yeşim Eralp
H... Merhaba;
Senin gibi hastalarımızın yaklaşık 4'de birine cilt ile ilgili şikayetler eşlik edebiliyor. Bunlar daha çok ilk tanı sırasında ortaya çıkıyor. Ama, bazı durumlarda takiplerde de olabiliyor. Nadir olarak hastalık tekrarlamalarında veya farklı bir türe dönüşümünde ciltte döküntüler veya yaralar ile karşımıza çıkabiliyor. Veya, daha sıklıkla hiçbir hastalık olmadan sadece bahsettiğin şikayetleri yapabiliyor. Bunu da daha çok mikrobik veya allerjik bir olay (örneğin böcek veya sinek ısırığı gibi) başlatıyor. Bence senin durumunda daha önce tedavi eden hematoloğunla birlikte bu konuda uzmanlaşmış bir cilt hekimi değerlendirmeli. Çok büyük olasılıkla bir cilt biyopsisi almaları gerekecektir. Buradan çıkan sonuca uygun bir tedavi önereceklerdir.
Geçmiş olsun...
J. U...
Eşim 4. evre küçük hücreli akciğer kanseri. Yapılan tetkikler sonrası kemoterapi alması uygun görüldü. 6 kür kemoterapi ve 12 gün ışın tedavisi alıyoruz.
Bu Cuma ışın tedavisi son. Hemen arkasından 3 kür daha kemoterapi alacağız. 6 kürün sonunda karaciğerindeki kayboldu fakat kemik iliği ve pankreasın baş ve gövdesinde var. Tedavisi devam edecek. Size srum şu: Bunun sonucunda bir gelişme kaydedilebilir mi; yani iyi bir sonuç alır mıyız? Doktorumuz tedavimizin iyi gittiğini söylüyor. Akciğer kanserinden kurtuluş var mı? Eşim 52 yaşında. Beni aydınlatırsanız size minnettar kalırım. Her şey için teşekkürler. İyi çalışmalar.
Prof. Dr. Yeşim Eralp
J.U... Merhaba;
Bahsettiğin gibi vücudun bazı organlarına yayılmış küçük hücreli akciğer kanseri’nde şifa şansı yoktur. Ancak, kemoterapi ile iyi yanıt alınırsa o zaman yaşam beklentisi artar. Bu tip akciğer kanserinin kemoterapi ile küçülme oranı %70’lere ulaşabilir. Eşinde kemoterapiye yanıt alındıysa bu iyi bir durum. Ancak, takip sürecinde hastalığın sıkça kontrolü ve tekrarlamanın ne kadar süre sonra oluştuğu çok önemli.
Geçmiş olsun...
E. T...
Hocam merhaba bende bir nevi bağırsak hastalığı var. Şuan kullandığım üç tane ilaç var. Bunlar asacol, budenofalk ve imuran gibi ilaçlar. Bu ilaçları yaklaşık sekiz dokuz senedir içiyorum. Özellikle sağ alt kasığımda yanma, sızı gibi şikayetlerim var. Bunun yanında ara ara ishal ve kabızlık sorunum var. Çok doktor ve hastane gezdim ama genede çekincelerim var. Benim sormak istediğim sizce bağırsak kanseri olma ihtimalim var mı?
Hocam cevabınızı bekliyor, vereceğiniz aydınlatıcı bilgiler içinde de şimiden teşekkür ederim.
Prof. Dr. Yeşim Eralp
E.T... Merhaba;
Anladığım kadarıyla senin hastalığın ülseratif kolit veya crohn adı verilen ve “inflamatuvar barsak hastalığı” grubunda yer alan bir barsak hastalığı. 8-10 yıldır bu hastalığı bulunan kişilerde barsak kanseri riski artıyor. Özellikle ülseratif kolit olan ve tüm barsağı tutan tiplerde bu risk biraz daha fazla. Ara ara ishal ve kabızlık bu hastalıkta ve barsak kanserinde görülebiliyor. Ancak bu şikayet tek başına kansere işaret etmiyor. Çünkü barsak hastalığının alevlenme dönemlerinde de benzer şikayetler olabiliyor. Bunun dışında kanama veya dışkı çapında incelme veya gaz, kramplar, nedeni bilinmeyen kilo kaybı gibi şikayetlerin de olması önemli. Asacol ve Budenafalk’ın düzenli kullanımı riski %30-40 oranında azaltabiliyor. Ancak her durumda takip eden gastroenteroloji doktorunla bağlantıda olman gerekiyor. Genellikle barsak kanserini erken yakalamak için 8-10 yıldan sonra yıllık veya 2 yıllık aralarla kolonoskopi yapılması öneriliyor. Bunun yanı sıra imuran (azathiopirin) isimli ilacın uzun süre kullanımında lenfoma denen bir lenf bezi kanserine yakalanma riski artabiliyor. Eğer sigara içiyorsan akciğer kanseri riski de daha fazla.. Bu nedenle tüm bu hastalıklara karşı yıllık veya 6 aylık aralarla ayrı ayrı değerlendirilmen gerekiyor.
Geçmiş olsun...
H. Z...
2 Hafta önce biyopsi oldum. Troid Nodülde parça aldılar.Bugün elime sonucu ulaştı fakat tıbbi terimler yazdığı için anlayamıyorum. Sonuç kötü mü iyi mi bunu çok merak ediyorum.
Patolojik tanı: Trioid Sağ Lob(İİAB( yAYMA+hÜCRE BLOĞU KESİTLERİ: Benign troid folikül epitel hürcreleri, hemosiderin yüklü makrofajlar, kan elemanları, zeminde kolloidal materyal varlığı. Bu tanıyı açıklarsanız merakımı gidermiş olacağım. Çok teşekkürler.
Prof. Dr. Yeşim Eralp
H.Z... Merhaba;
Nodülün kanserli hücre içermiyor. Ancak, takiplerin devam etmesi gerekiyor. Sevgiler.
Geçmiş olsun...
E. Ö...
Yıllardır aralıklarla 20 yaşındaki kızım idrar yanması bazen kaşıntı gibi bulgularla kadın doğumcuya gidiyordu. Antibiyotik veriliyor ya da bol su iç deniyordu. Sonra geçiyor yanma gibi tekrar rahatsızlığı olduğunda doktora gidiyorduk. 2 gün öncesi doktora gittiğinde idrarda bol miktarda kan görüldü.
Kadın doğumcunun yaptırdığı idrar tahlilinde Renk Kirli Sarı, Görünüm Hafif Bulanıktı.
İdrar sedimenti: her sahada bol eritrosit, 3-4 lokosit görüldü yazıyor. Bunun üzerine ürolojiye götürdüm. Üriner sistem ultrasonografi incelemesinde , Mesane homojen ve düzgün konturlu olarak dolmuştur.Mesane lümen içi patalojik görünüm saptanmadı. MESANE DUVAR KALINLIĞI ORTALAMA 5 MM OLUP. HAFİF DİFFÜZ KALINLAŞMIŞ İZLENDİ YAZIYOR. (Polikistik durumu vardı. 3-4 ayda bir rengli oluyordu. Ama şimdi 5 aydır her ay muntazam olmaya başladı) Çok endişeliyim. Mesane kanseri ihtimali olabilir mi? Ne yapmalıyız? Lütfen yardımcı olursanız sevinirim.
Prof. Dr. Yeşim Eralp
E.Ö... Merhaba;
Özellikle kızlarda idrarda kanamanın en sık nedeni idrar yolu ve mesane iltihapları (sistit). Kızında mesanenin hafif kalınlaşması bu durumdan kaynaklanıyor olabilir. 15-20 yaş arası genç kızlarda idrarda kan görülme olasılığı kimi çalışmalarda %6’ları buluyor. Ancak tekrarlandığında devam eden kanama bulma olasılığı %1’lere geriliyor. Özellikle ciddi spor yapan gençlerde idrarda kan hücreleri çıkabiliyor. Bu nedenle bu aşamada antibiyotik kullanmadan idrar tahlilinin tekrarı ve idrar kültürü yapmak gerekli. Kültürde üreme olursa ona göre antibiyotik vermeli. Bu yaşlar mesane kanserinin çok sık görülmediği yaşlar. Ancak nadiren böbrek tümörleri olabilir. Bu durum zaten ultrasonla görüntülenir. Eğer, idrar yolu enfeksiyonu bulunmazsa, idarda kanama yapabilecek diğer dahili hastalıklar yönünden bir iç hastalıkları hekimi değerlendirmeli. Bazı böbrek hastalıklarının yanı sıra (glomerulonefrit gibi), romatizmal hastalık grubuna giren lupus hastalığı ve polikistik böbrek hastalığı idrarda kanama yapabilir. Kızında bahsettiğin polikistik over hastalığı olanların bir bölümünde polikistik böbrek hastalığı da olabilir. Bu nedenle idrar tetkiklerinin dışında ultrasonda böbreklerin durumu da önemli.
Geçmiş olsun...
A. G...
Daha önce yumurtalık kanseri nedeniyle tedavi gördüm. 5 yıl oldu ve şükürler olsun atlattım. Ameliyat oldum ve 6 ay kemoterapi aldım.Son dönemlerde göğüs uçlarımın büyümesi ve su değmesi ile ağrı hissetmem beni rahatsız ediyor.
Daha önce ara ara olurdu ama son bir aydır sürekli sert ve büyük meme uçları beni rahatsız ediyor. Aşırı kahve içerim. Bundan olabilir mi? Araştırmalarımda bu tip cafeinin fazla alınmasından olabileceği yazıyor ama yinede uzmana danışmak istedim. Sebepleri ne olabilir? Akıntı falan yok. Görüntü beni rahatsız ediyor.Kontrollerim yılda bir olmakta. Gelecek kontrolüm martta. O döneme kadar bir hastane sıkıntısı yaşamak istemiyorum. Umarım büyük bir sorun değildir. Şimdiden teşekkürler. Herşey gönlünüzce olsun.
Prof. Dr. Yeşim Eralp
A.G... Merhaba;
Diyette fazla yağ ve kafein bazen meme ağrısını arttırabilir. Ancak bu durum sadece meme başı büyümesi ve hassasiyetine yol açmaz. Bazen meme başının arkasında yer alan fibroadenom veya büyük kistler meme başında böyle bir duruma yol açabilir. Bunları ultrasonla anlamak mümkün. Eğer bir önceki kontrolünde ultrason yapıldı ve meme başı sorunun olmasına rağmen bunlar görülmediyse sorun yok. Ancak meme başında pullanma ve kızarıklık varsa beklemeden doktoruna görünmen gerekir.
Geçmiş olsun...
S. S...
Babama yaklaşık 2 ay önce KLL teşhisi konuldu. Vücudunda çıkan yaralar nedeni ile gittiği hastanede yapılan kan tahlillerinde ortaya çıktı. Öncelikle yaralardan biyopsi alındı. Biyopsi sonucunda aynı belirtileri gösterdi. Şimdi de Kemik iliği biyopsisi alınacak.
Bu Hastalıkta izlememiz gereken yol nedir? Bu tahlillerin sonucunu beklerken tedavi geç kalmış olmaz mı? Bu tür hastalar nasıl bir hayat sürmelidir? Babamın morali çok kötü. Ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz. Bu hastalığı taşıyan insanların yaşam süreleri nedir? Teşekkürler.
Prof. Dr. Yeşim Eralp
S.S... Merhaba;
KLL’li hastalarımızın önemli bir bölümünde hiç şikayet olmadan sadece kan tahlili sonucu tanı konur. Evre ilerledikçe lenf bezlerinde şişlik, dalak ve karaciğerde büyüme tespit edilir. Erken evrelerde tedavi vermeye gerek yoktur. Ancak, ilerleyen dönemlerde kemoterapi ve monoklonal antikor ismi verilen biyolojik ilaçlar kullanılır.
Genelde şifa şansı olmadığı kabul edilen, ancak çok yavaş seyirli bir hastalıktır. Hastaların çoğu hiç sorunsuz olarak 10-20 yıl yaşayabilir. Ortalama olarak hastaların yarısı 5 yıllık yaşam şansına sahiptir. Ancak, beklenen yaşam süresi ve tedavi yanıtları hastalığın alt tiplerine ve genetik özelliklerine göre değişkenlik gösterir. Baban için yaşamsal beklentileri en doğru olarak takip eden hematoloğunuz söyleyecektir. Özellikle kemik iliğindeki veya kandaki kanserli hücrelerin genetik özellikleri bu yönde önemli bilgiler sağlayacaktır.
Yavaş seyir ve şifa şansının olmaması nedeniyle tedavinin erken dönemde başlatılmasının yararı olmadığına inanılır. Genelde tedaviye hastanın şikayetleri varsa veya kan sayımlarında hastalığın hızla ilerlediğine dair bulgu varsa ve bu durumun yaşam kalitesini bozduğu yönünde bulgu varsa başlanması önerilir. Babanın da kan sayımı çok kötü değilse ve şikayeti yoksa, veya önemsiz sorunlar varsa ama yaşam kalitesini etkileyecek düzeyde değilse tedaviye erken başlamamayı tercih etmiş olabilirler.
Babanın yaşamında önemli değişiklik yapmasına gerek yok. Sadece bu hastalarımızın kendilerini enfeksiyonlardan korumaları, bu yönde gerekli aşılarını olmaları ve bağışıklık sistemini destekleyecek şekilde beslenmeleri gerekir. Bütün vitaminlerin bu yönde etkileri olduğu için beslenmesini mevsimin tüm meyve ve sebzelerini dengeli olarak içerecek şekilde ayarlaması gerekir. Bunun yanı sıra selenyum ve çinko gibi eser elementlerin de günlük önerilen miktarlarda alınması gerekir. Çinko günlük 15-25 mg dozunda alınmalıdır. Her iki minerali içeren gıdalar buğday unu, taze badem, fıstık ve cevizdir. Selenyum ise yumurta, karides, midye, somon balığı, tavuk ve hindi eti ve şitake mantarında bulunur. Eğer bu besinleri yeteri kadar günlük diyete ekleyemiyorsanız babanın yaşı için uygun günlük dozları içeren bir multivitamin preparatı kullanılabilir.
Geçmiş olsun...
F. P...
Sağ ayağımda kalça tarafında enkondrom denilen iyi huylu tümör var. İleride kötü huyluya döner mi? Nelere dikkat etmem lazım?
Prof. Dr. Yeşim Eralp
F.P... Merhaba;
Önemli olan enkondromun tanı anındaki hücre üreme hızını bilmektir. Zaman zaman kimi enkondromlar başlangıç dönemindeki kötü huylu kıkırdak tümörleri ile karışabilirler. Bu nedenle röntgen, MR, ve tüm vücut kemik sintigrafisi gibi tetkiklerle kemik tümörleriyle uğraşan bir ortopediste başvurmanı önerebilirim.
Geçmiş olsun...
A. Y...
Sol kolumun altında şişkinlik oluştu ancak 2 gün sonra geçti. Kolumu kaldırmama engel olacak kadar ağrı yaptı. Sağ kolumun altında bi ağrı var ama şişkinlik yok. Annemi 16 sene önce lenf kanserinden kaybettik. Sizce bir doktora gitmeli miyim?
Başka bişi şikayetim yok veya doktora başvrumak için başka ne gibi şikayetlerin olması gerekir? Şimdiden teşekkür ederim.
Prof. Dr. Yeşim Eralp
A.Y... Merhaba;
Lenf bezleri koltuk altında yer alır. Kolunuzun hangi bölümünden bahsettiğinizi bilmiyorum. Ama eger koltuk altı ise ultrason ile bu bölgeleri taramak iyi olur. Genelde sizin durumunuzda sadece lenf bezi kanseri için değil ama meme, jinekolojik kanserler için şikayetiniz olmasa bile yıllık taramaların yapılması önemli. Eğer gece terlemeleri, açıklanamayan kilo kaybı, ateş gibi şikayetler varsa beklemeden bir iç hastalıkları hekimine görünmeniz gerekir.
Geçmiş olsun...
B. A...
Ben ince bağırsak kanseri ile ilgili soru sormak istiyorum. Abim ince bağırsak kanseri.Çok çabuk büyüyen, agresif yapıda olduğu söylenen ve doktorumuzun son evrede olduğunu söylediği bir hastalık.
3 ay gibi kısa bir sürede bu aşamaya geldik.Kitlenin küçülmesi için kemoterapi uygulanmak isteniyor fakat hastamızın kanaması var.Kemoterapi bu kanamalı haliyle yapılabilir mi? Yaşamsal tehlikesi nedir?,Kemoterapi ince bağırsak kanserinde iyi sonuçlar alınamadığı söyleniyor.Kemoterapi ile paralel olacak şekilde bitkisel tedavi uygulanabilir mi?
Prof. Dr. Yeşim Eralp
B.A... Merhaba;
Ağabeyinin tedavisi kanamanın miktarına ve kanayan tümörün yerine göre ayarlanabilir. Kanama çok fazla ise bazen cerrahi ile kanayan bölge çıkarılabilir veya ışın tedavisi ile kontrol edilmeye çalışılabilir. Eğer aşırı kanama yoksa, kemoterapi tümörü küçülteceği için kanamayı da durdurabilir. Evet doğru; ileri evre ince barsak kanserlerinde kemoterapi ile çok yüz güldürücü sonuçlar alamıyoruz. Ancak, yanıt alınan hastalarımızda yaşam kalitesini arttırabiliyoruz. Tedavi eden onkoloğunuz kemoterapinin yarar ve zararlarını sizinle etraflı olarak tartışarak, ağabeyinin durumuna göre en uygun tedavi seçeneğini belirleyecektir. Kemoterapi sırasında bazı bitkisel maddelerin, antioksidan etkileri, yan etkileri arttırabilme veya olası ilaç etkileşimleri (ilaçların etkisini değiştirmeleri) nedeniyle bazı kemoterapi şemalarıyla birlikte kullanımları sakıncalı olabilir. Bu nedenle kemoterapi uygulanan dönemlerde özellikle antioksidan etkili bitkisel karışımları ve yüksek doz A, C, E vitamini içeren karışımları önermiyoruz.
Geçmiş olsun...
İ. Y...
29 yasındayım.Tam bir sene önce testis tümörü tanısında sol testisim alındı ve arkasından 22 gün kadar radyoterapi gördüm.Şuan kontrollerim oluyor ve hiç bir sorunum yok.
Meteztas yok vs. ancak yeni evli olduğumdan ameliyat sonrası doktorum tedaviye başlamadan sperm dondurun demişti ve bende gittim dondurmaya.Ancak hiç sperm bulunamadı, cinsel hayatım ile ilgili olarak hiç bir sorunum yok, isteksizlik de yok yani gayet normalim.Doktor bize bu, şu hastalıktan kaynaklı olabilir veya öncesinde olabilir dedi.Bu zamanlar için tekrar gel sayalım çıkmaz ise tesa tarzı birsey yapacağını söyledi.Ayrıca kanallar tıkalıda olabilir dedi.Çünkü testler ve tahliller sonucu olmaması için bir sorun yok demişti.İrsilik genetik bir şeyde yok ailemde.Olmama sebebi ne olabilir?Bu hastalıktan mı yoksa başka birsey mi bulunma ihtimali nedir ?Bu hastalıktan olsaydı etkisi 1 seneye geçer miydi? Sonuçta şuan korunmuyoruz ancak bir şey yok yani.Birde bu tesa denilen ameliyat için neler önerirsiniz? Yani herkes yapmasın diyorlar,uzman embriyolog yapsın diyorlar.Konu ile ilgili olarak bilgi verip beni bilgilendirirseniz çok sevinirim. Şimdiden çok teşekkürler...
Prof. Dr. Yeşim Eralp
İ.Y... Merhaba;
Testis tümörü tanısı konan hastalarımızın tanı sırasında, daha hiç tedavi uygulanmadan %50 ile 70’inde sperm sayısının azlığı ve fertilite bozukluğu görülebiliyor. Kısacası bu sorun senin gibi hastalarımızda oldukça sık karşılaştığımız bir sorun. Bu durum ailevi bir genetik hastalığa bağlı olmayabilir. Ancak, senin kendine ait bir genetik bozukluk ile ilişkili olabilir. Veya, çocukluktan gelen enfeksiyonlar (kabakulak gibi), inmemiş testis vb. anatomik bozukluklar, ve çevremizde bulunan zararlı maddeler (fitalatlar, paraben vb) gibi birçok faktör de sperm sayısı azlığına neden olabilir. Ayrıca testis kanseri nedeniyle tedavi edilen hastalarımızın tedavi şekli, yaş ve tedavi öncesi fertilite durumuna göre değişmek kaydıyla, 10 yıllık sürede baba olabilme oranının normal topluma göre yaklaşık %30 azaldığı da bilinmektedir. Buna rağmen, hastalarımızın çoğu yardımla veya yardımsız olarak çocuk sahibi olabilirler.
Senin için bu durumun önemi şu: testis kanserli olan hastalarımızın yaklaşık %5’inde karşı testiste “in-situ kanser” denilen ve kansere zemin hazırlayan bir hastalık olabilir. Bu nedenle sperm sayısı azlığı bulunan testis kanserli hastalara karşı taraf testis biyopsisi önerilmektedir. Bu işlem TESE denilen işlem sırasında yapılabildiği için TESE’yi sana öneriyorum. TESE, cerrahi olarak testisten sperm çıkartılmasını sağlayan bir işlem. Ancak, senin de dediğin gibi uzmanlaşmış, tam teşekküllü bir üroloji merkezinde yapılması gerekiyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Ürooloji Anabilim Dalı bu konuda oldukça deneyimli bir merkez olarak sana yardımcı olacaktır.
Geçmiş olsun...
E. B...
Temmuz 2011 tarihinde foliküler varyant papiler tiroid kanserinden total ameliyat oldum patoloji sonucu çap:1.2 tümör sınırları ekspansif,fibrosiz görülmedi,nekroz görülmedi,mitoz görülmedi,hücre cinsi kübik,invasyon görülmedi,cerrahi sınırlarda tümör görülmedi,frozende lenflerde tümör görülmedi.
17 agustos 2011 tarihinde 100 mci atom iyodu aldım,endokrnolog doktorum,9-12 ay arasında 5 mci bir iyot alıp tekrar tarama yapmam gerektiğini söyler iken,nüklüer tedavi uygulayan doktorum,tiroglobulin testi ve ultrason testlerinin 6 ayda bir yapılarak buna ihtiyaç varsa yapılacağını söyledi hangisi doğru,ikinci olarakta tsh değerimizi 0.083 bası altında tuttuk yaklaşık,6 ay şimdi aldığım ilaç miktarını biraz düşürdük tsh değerim 0.225 bu toz uygunmudur ve tsh değerimi ne kadar süre baskı altında tutmalıyız,teşekkür eder,saygılarımı sunarım.
Prof. Dr. Yeşim Eralp
E.B... Merhaba;
Başlangıç ve izlem tirogobulin değeri ve görüntülemeleri bilmiyorum ama, senin tiroid kanserinin nüks etme riski çok yüksek değil gibi görünüyor. Bu nedenle, ikinci bir iyot tedavisine gerek olduğunu düşünmüyorum. Takip eden nükleer tıp doktoruna katılıyorum. Tiroid hormonunu yaşam boyu alman gerekiyor. Tiroglobulin + olan ve görüntülemede hastalık yayılımına/kalıntısına ait bulgu olmayan hastalarımızda TSH’i 0.1-0.5 arasında tutmak yeterli. Seninki sanıyorum bu grupta yer alıyor. Dolayısıyla TSH değerin bana uygun geldi. Ancak daha yüksek risk varsa 0.1’in altında tutulmalı ve baskı uygulanan süre beklenen yarar ve zarar dengesine göre belirlenmeli.
Geçmiş olsun...
M. K...
Kanser hastaları özellikle hastalığın son evresinde yapılacak birşey denip kaderleri ile başbaşa bırakılıyor? Bu durum hem aileleri hem de kendileri açısından zor bir süreç.
En sevdiği insanların gözlerinin önünde erimesi belki de ömür boyu atlatılacak bir durum değil. Siz onkologlar bu durumu en iyi bilen kişilersiniz. Bu anlamda hastalara destek olacak merkezlere ihtiyaç yok mu sizce?
Prof. Dr. Yeşim Eralp
M.K... Merhaba;
Tüm kalbimle sana katılıyorum. İnsanın sevdiği bir yakınını acı çekerken görmesi ve bunun için elinden hiçbir şey gelmemesi kadar üzücü bir durum daha olduğunu sanmıyorum. Kanser hastaları için onkolojik tedavi şansı kalmadığında, onların yaşamlarının sonuna kadar bakım görecekleri, ağrı, beslenme ve psikolojik açıdan destek sağlanabilecek özelleşmiş merkezlere çok ihtiyaç var gerçekten. Eminim ki bu konu sizlerden gelen istekler doğrultusunda duyarlı yöneticilerimiz tarafından dikkate alınacaktır.
Geçmiş olsun...
M. V...
Hocam,ben mesane tümör hastasıyım.10 kez kapalı mesane tümöründan ameliyat oldum.halen mesanede ufak çapta 40,50 adet tümor gözüküyor.son patoloji raporunda yüzeysel oldüğunu yazıyor.
Bu hastalıgı ameliyatsız başka bir çözümü varmı.(ilaç veya bitkisel gibi)cevap verirseniz memnun olurum.Saygılarımla.
Prof. Dr. Yeşim Eralp
M.V... Merhaba;
Yüzeyel ve düşük gradlı mesane tümörlerinde TURBT denilen ameliyat ve beraberinde mesane içi ilaç veya aşı ile tedaviler yapılıyor. Bilimsel kanıtı olan başka bir tedavisi de yok.
Geçmiş olsun...
R. B...
Spindle cell carcinoma göğüs kanseri hakkında bilgi edinmek istiyorum.Bu kanser türü Türkiye’de ameliyat yapılıyor mu? Ameliyatta önce ve sonra nasıl tedavi uygulanıyor? Teşekkürler.
Prof. Dr. Yeşim Eralp
R.B... Merhaba;
Memenin spindle cell karsinomu tüm meme kanserlerinin %0.3’ünü oluşturan çok nadir bir tümör. Yapısal olarak meme kanserinin yeni tanınan ve kötü seyirli bir tipi olan “bazal hücreli” karsinoma benzediği söyleniyor. Ancak, kimi zaman “sarkom” denilen ve memenin kanal epitelinden çok, “stroma” dediğimiz destek dokusundan kaynaklanabildiğini de biliyoruz. Bazen her ikisi birlikte de olabiliyor. Meme kanserlerinde alışık olduğumuz hormon duyarlılığı bu tümörde yok. Bu durum da tedavi olanaklarını çok kısıtlıyor. Tanı konduğu sırada iyi bir cerrahi ile tamamen çıkarılması ve arkasından kemoterapi ve radyoterapi yapılması gerekli. Çünkü, yayılma olasılığı yüksek bir kanser cinsi.
Geçmiş olsun...
N. A...
Amcam 79 yaşında ve prostatta tümör tespit edildi biopsi yapıldı ancak yaş dolayısıyla ameliyat önerilmedi. Önce ki PSA değerleri 14.5 iken verilen casadex ve zoradex ampul kullanımı sonucu PSA 1 civarında seyrediyor.
Şekeri var Glifor kullanıyor su anda açlık kan sekeri 130 . Ancak yas dolayısıyla unutkanlık var . Ve devamlı ayaklarım yanıyor diye şikayet ediyor. Nöröloji bir teshis koyamadı.Ayakta ki yanma şiakyetinin sebebi ve tedavisi için öneriniz varmı yoksa sorun psikolojikda olabilir mi?
Prof. Dr. Yeşim Eralp
N.A... Merhaba;
Amcanın ayaklarındaki yanma şikayeti şeker hastalığı veya kullandığı prostat ilaçları ile bağlantılı olabilir. Şu anda şekeri normal de olsa bazen geçmişten gelen hasar nedeniyle şikayetler devam edebiliyor. Prostat için kullandığı ilaçların da %8 oranında bahsettiğin uyuşmaları yapabildiğini biliyoruz. Bunun yanı sıra B vitamini, kalsiyum ve magnesiyum tuzlarının eksikliği, kimi zaman tiroid bezinin az çalışması, bazı romatizmal hastalıklar ve sürekli basınç uygulanmasına neden olan durumlar (baston kullanımı veya alçı) da bu şikayete yol açabilirler. Öncelikle İç Hastalıkları bölümünde bu durumların tespiti için bir değerlendirme yapılmalı. Ayrıca, Istanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda bu şikayete yönelik EMG adı verilen bir yöntemle sinir ucu harabiyeti değerlendirilebiliyor. Ardından bu tetkik yapılmalı. Eğer kanıtlanabilirse gabapentin gibi çeşitli ilaçlarla kontrol altına alınabilir.
Geçmiş olsun...
Fulya, Teşfikiye Mah, Hakkı Yeten Cd.
Fulya Terrace Center No:14 D:83
Şişli, İstanbul