KANSER TEDAVİSİNDE UMUT VEREN YENİLİKLER
Bundan 10 yıl önce kanser tedavileri, ağırlıklı olarak tek şekilde; kemoterapi ile yapılıyordu. Bu, bazılarımızda işe yarıyor bazılarımızda da sonuç vermeyebiliyordu. Mesela ben. 16 kemoterapi aldım, cilt kanseri olan dedem ise 6. Ben de işe yaradı ama onu kaybettik. Son 4-5 yıldır ise kanseri “kronik” hastalık haline getirme
yolunda adımlar atıldığı ve artık tek çarenin kemoterapi olmadığını biliyoruz. Bu da biz hastalar için umut demek. Peki, bahsi geçen o son çalışmalar neler? Kansersiz yaşam mümkün mü? İspanya’nın Madrid kentinde düzenlenen dünyanın en saygın kongrelerinden; “European Society for Medical Oncology” ESMO Avrupa Onkoloji Kongresi’nde hem gazeteci hem de kanser “survivor” olarak bu sorulara yanıt aradım.
TIBBI Onkolog Prof. Dr. Yeşim Eralp’in metastatik hormon pozitif meme kanseri hastalarında yaşam kalitesinin yükseltilmesine yönelik çalışması ise kongrede sergiye çıktı. Kendisi ile- yabancı hocaların ilgisinden fırsat bulup- posterinin önünde buluştuk. Diyor ki: “Kanseri ‘ölümcül’ bir hastalık olmaktan çıkarma yolunda immunoterapi ve yeni nesil ilaçların önemi malum. Ancak buna direnç gösteren türler de olabiliyor. Bu kongrenin öne çıkan konulardan biri de buydu. Bu noktada bir sonraki adımda hangi hasta için hangi tedavinin daha uygun olduğunu kanıtlanmış çalışmalarla öğrenmiş olduk.”
KONJUGE İLAÇLAR UMUT VERİYOR
“Bir diğer konu da kanser hücresine direkt ulaşan ve kemoterapinin hücre içine verilmesini sağlayan, hastanın sağ kalım süresini yükselten, ki ben bu ilaçların güdümlü birer füze olduğu kanaatindeyim, ADC yani konjuge ilaçlardı. Biz, Türkiye’de bu ilaçları, örneğin meme kanseri tedavilerinde, belirli hasta gruplarında zaten kullanıyoruz. Ancak bu ilaçların ‘umutsuz’ denilebilecek farklı kanser türleri için de işe yaradığını gösteren yeni çalışmalar var. Jinekolojik kanserler; endometrial ve over kanserlerinde ise bugüne kadar tek bir tedavi vardı, kemoterapi. Yine çalışmalar gösterdi ki tedaviye immunoterapi eklendiğinde daha iyi sonuç elde etmek mümkün. Tüm bu çalışmalar yakın gelecekte kanseri ‘kronik’ bir hastalık haline getirebilmek için. Hastalarımızın doktorları ile konuşarak, tüm bu çalışma ve ilaçlara erişim şansı ise çok yüksek.”