İÜ Onkoloji Enstitüsü Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Eralp: 'Türkiye'de 34 aydır kullanılmaya başlanan Pertuzumab, meme kanserli hastaların yaklaşık yüzde 20'sinde etkili olabilen akıllı ilaç grubundan bir ilaç. İlaç, kanserli hücrelerin gelişimini durdurarak, hastalığın yayılmasını engelleyebiliyor. Kemoterapi ve bir başka akıllı ilaçla uygulandığında başarı oranı yüzde 80'e çıkıyor' 'İlaç 3 ve 4'üncü evrelerde kullanılabiliyor. Üçüncü evre hastalarda şifa şansı çok daha fazla. Dördüncü evrede aslında hastanın teknik olarak şifa şansı yoktur. Dördüncü evredeki meme kanserinde bile hastaların yarısında 5 yıl ve ötesinde yaşam şansı sağlayabiliyor' 'Bu yöntemle ileri evre meme kanseri kadınlarının ömrü uzuyor. Bu tedavi kadınlar için yeni bir umut'
HANİFE SEVİNÇ - İstanbul Üniversitesi (İÜ) Onkoloji Enstitüsü Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Eralp, Türkiye'de 3-4 aydır kullanılmaya başlanan Pertuzumab adlı ilacın meme kanserinde kadınlar için umut olduğunu belirterek, 'Meme kanserli hastaların yaklaşık yüzde 20'sinde etkili olabilen akıllı ilaç grubundan bir ilaç. İlaç kanserli hücrelerin gelişimini durdurarak, hastalığın yayılmasını engelleyebiliyor. Kemoterapi ve bir başka akıllı ilaçla uygulandığında başarı oranı yüzde 80'e çıkıyor.' dedi.
Son yıllarda kadınları en çok tehdit eden kanser türleri arasında yer alan meme kanseri, Avrupa'da her yıl 460 binin üzerinde kadında teşhis edilirken, 130 binden fazla kadın kanserin ileri evrede olması sebebiyle hayatını kaybediyor. Türkiye'de ise kanser tanısı konulan her 4 kadın kanserinden 1'inin ise meme kanseri olduğu belirtiliyor.
Prof. Dr. Yeşim Eralp, istatistiklere göre Türkiye'de meme kanserinin yüz binde 46 kadında görüldüğünü belirterek, tüm meme kanserli hastaların yaklaşık yüzde 10'unun ileri evrede bulunduğunu aktardı. Eralp, dünyada en çok 50-70 yaş arasında görülmesine karşın meme kanserinin Türkiye'de 40-49 yaş arası menopoz öncesi dönemde daha sık karşılaşıldığını kaydetti.
- 'Özel izinle SGK geri ödeme yapıyor'
Türkiye istatistiklerine göre yüz binde 35 oranı ile kadınlarda görülen kanserler içinde birinci sırayı alan meme kanseriyle ilgili tanı ve tedavi yöntemlerinin geliştiğini anlatan Eralp, şöyle devam etti:
'Türkiye'de 3-4 aydır kullanılmaya başlanan Pertuzumab, meme kanserli hastaların yaklaşık yüzde 20'sinde etkili olabilen akıllı ilaç grubundan bir ilaçtır. İlaç kanserli hücrelerin gelişimini durdurarak, hastalığın yayılmasını engelleyebiliyor. Kemoterapi ve bir başka akıllı ilaçla uygulandığında başarı oranı yüzde 80'e çıkıyor. İlaç 3 ve 4'üncü evrelerde kullanılabiliyor. Üçüncü evre hastalarda şifa şansı çok daha fazla. Dördüncü evrede aslında hastanın teknik olarak şifa şansı yoktur. Dördüncü evredeki meme kanserinde bile hastaların yarısında 5 yıl ve ötesinde yaşam şansı sağlayabiliyor. Türkiye'de özel sağlık sigortası bulunan hastalar tarafından bir süredir kullanılıyor. Yeni uygulamayla ilaç belirli koşulları sağlayan hastalar için SGK'nın geri ödemesi kapsamına da alındı. Bizim popülasyonumuzun yüzde 90'ı SGK'lı olduğu için herkesin ulaşabilmesi açısından çok önemli bir gelişme. Hastaların çok ihtiyacı vardı. Sağlık Bakanlığından endikasyon dışı denilen özel bir izin alınıyor. Bu izinle beraber SGK ödeme yapıyor. Çok yakında bu da belki değişecek.'
- 'Kronik hastalık haline getirmek için çalışmalar yürütülüyor'
İÜ Onkoloji Enstitüsü Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Eralp, bu yöntemle ileri evre meme kanseri kadınlarının ömrünün uzadığını belirterek, bu ilaçla tedavinin kadınlar için yeni bir umut olduğunu kaydetti.
Meme kanserinde büyük bir hızla devam eden araştırmalar sayesinde tedavi olanaklarında da gelişmeler yaşandığını ve bunun pratikte hastaların tedavisine yansıdığını ifade eden Eralp, 'Hastalar için çok ciddi ve maddi yükü çok büyük olan çalışmalar sürdürülüyor. Gelecekte bu çalışmaların sonucunda kanserin şeker hastalığı gibi bir kronik hastalık haline gelebilmesini umut ediyoruz. Bu ilacı da içeren tedaviler sayesinde ileri evrelerde hastaların yarısının 5 yıl ve ötesinde yaşam şansı bulmaları bunun canlı bir kanıtı. Devam eden çalışmalar sayesinde bu tür tedavi seçeneklerinin giderek artacağını öngörüyoruz. Bence bu hastalarımız ve tedavi tarafında yer alan bizler için çok ümit verici bir durum.' değerlendirmesini yaptı.
Prof. Dr. Yeşim Eralp, hastaların bilime güvenmeye devam etmelerini, bilimsel bilgi birikimiyle desteklenmemiş, gerçeklere dayanmayan birtakım seçeneklere yönelmemesini gerektiğini söyledi.