Jinekolojik Kanserlerde Hedefe Yönelik Tedaviler

MEDİKAL ONKOLOJİ


Son yıllarda birçok kanser türünde tek başlarına kullanılabilen veya rutin tedavilerin yanında yer alarak başarı şansını arttıran hedefe yönelik ajanlar, jinekolojik organ kanserlerinde de hastalarımıza umut kaynağı olmuştur.

Aralarinda over (yumurtalık, periton kanseri), enodometrium (rahim) ve serviks (rahim ağzı) kanserlerinin yer aldığı jinekolojik kanserler kadınlar için önemli birer sağlık sorunu oluşturmanın yanısıra, mevcut onkolojik tedavilerin sınırlı etkileri nedeniyle geç saptandığında şifa elde etme olasılığı çok az olan kanser türleridir. Daha da önemlisi 3-4 yıl öncesine kadar, bu kanser türlerinin hiçbirinde 1990’lı yıllardan itibaren uyguladığımız tedavi rejimleri ve yaklaşımlarında farklılık bulunmamakta idi. Buna parallel olarak 1973-97 yılları arasında toplanan ABD verilerine göre over kanserlerinde tüm evreler alındığında 5 yılda %40 civarında olan sağkalımın bu sure içinde sabit seyrederekhemen hemen aynı düzeylerde kaldığı gözlenmiştir.

Moleküler biyolojideki gelişmenin tedaviye yansımasının en başarılı örneği bugün kanser tedavisinde yaşanmaktadır. Jinekolojik kanserler konusunda da bu yönde önemli adımlar atılmış olup, halen birçok çalışma devam etmektedir.

 

Jinekolojik Kanserlerde Hedefe Yönelik Tedaviler

 

Aşağıda en çok görülen üç jinekolojik kanser türünde elde edilen gelişmeler özetlenmiştir.

Over Kanseri

Primer ve idame tedavi:

Bevacizumab adı verilen ve kanseri besleyen kan damarlarının işlevini bozan ilacın (anjiogenez) kemoterapi ile birlikte kullanıldığında barsak kanserli hastaların yaşamını uzattığı daha önce kanıtlanmıştı. Benzer şekilde over kanserinde de standart kemoterapiye bevacizumab eklenmesinin progresyonsuz sağkalım (hastalığın ilerlemesine kadar geçen sure) üzerine olumlu etkileri 2011 yılında yayınlanan 2 önemli çalışma ile gösterildi. Her iki çalışmada da bevacizumab hem kemoterapi ile birlikte, hem de kemoterapinin ardından 10 aylık bir sure için tek başına idame tedavide kullanılmaya devam ederken, genel sağkalım yararının sadece tam olarak cerrahiyle çıkartılmamış hastalık bulunan (sub-optimal opera) veya evre 4 hastalıkta geçerli olduğu vurgulandı. Bu veriler ışığında günümüzde yüksek riskli over kanserinde bevacizumab rutin kemoterapi protokollerinin içinde yer almaktadır.

 

Nüks Hastalık

Platin-duyarlı ve dirençli nüks hastalık için bevacizumabın etkinliği yine randomize çalışmalarla ortaya konarken, cediranib ve olaparib isimli iki oral biyolojik ilacın etkinliği de gösterildi. Bir multikinaz inhibitor olan cediranibin platin-duyarlı hastalıkta genel sağkalım açısından da avantaj sağlaması önemli bir veri idi. Bu yıl içinde sonuçları bildirilen bir başka çalışmada cediranib ve olaparib kombinasyonunun da bu süreçte etkili olabileceği gösterildi ve gelecekte kemoterapiye alternatif bir tedavi seçeneği oluşturabileceği konusunda yorumlar yapıldı. Ayrıca, over kanserlerinde sık eksprese edilen bir protein olan MUC-1’I hedefleyen bir kanser aşısının yine platin-duyarlı hastalık nüksünde idame de kullanılmasının progresyonsuz sağkalım açısından önemli bir yarar sağlayabileceği gösterildi. Bu aşıyla ilgili çalışmalar da devam etmektedir.

Jinekolojik Kanserlerde Hedefe Yönelik Tedaviler

 

Endometrium Kanseri

Endometrium (Rahim) kanserlerinin Kanser genom projesi ile günümüzde 4 moleküler alt grubu olduğu ortaya konmuştur. Özellikle mTOR hücre-içi yolağını bloke eden ilaçlar ile faz II çalışmalarda ümit verici sonuçlar elde edilmesine karşın, henüz standart kemoterapinin etkisini geliştiren bir tedavi seçeneğine ait kanıt bulunmamaktadır.

 

Serviks Kanseri

Standart kemoterapinin etkisinin çok sınırlı kaldığı ve en iyi kemoterapiyle bile 13 ay civarı yaşam beklentisi olan bu hastalık türünde bevacizumabın kemoterapiye eklenmesi ile ortanca yaşam süresi 18 aya kadar yükseltilebilmiştir. İstatistiksel olarak anlamlı bir fark ifade eden bu katkı, tansiyon yüksekliği, fistül oluşumu (barsak, mesane vb organlar arasında delinme ve iştirak), nötropeni (kan sayımı düşüklüğü) gibi yan etkileri beraberinde getirse de yaşam kalitesine olumsuz yansımamıştır. Bu verilerin ışığında bevacizumab nüks ve ileri evre hastalıkta standart tedavi algoritmaları içinde yerini almıştır. Birçok hedefe yönelik tedavi olasılığının ve HPV kanser aşılarının da tedavide etksinin değerlendirilmesi devam etmektedir. Ancak, serviks kanserinde asıl yararın rutin tarama programlarının ve HPV aşılarının tüm toplumda etkin uygulanabilmesine bağlı olduğunu vurgulamak gerekir.

 

Jinekolojik Kanserlerde Hedefe Yönelik Tedaviler

Son yıllarda birçok kanser türünde tek başlarına kullanılabilen veya rutin tedavilerin yanında yer alarak başarı şansını arttıran hedefe yönelik ajanlar, jinekolojik organ kanserlerinde de hastalarımıza umut kaynağı olmuştur.

Aralarinda over (yumurtalık, periton kanseri), enodometrium (rahim) ve serviks (rahim ağzı) kanserlerinin yer aldığı jinekolojik kanserler kadınlar için önemli birer sağlık sorunu oluşturmanın yanısıra, mevcut onkolojik tedavilerin sınırlı etkileri nedeniyle geç saptandığında şifa elde etme olasılığı çok az olan kanser türleridir. Daha da önemlisi 3-4 yıl öncesine kadar, bu kanser türlerinin hiçbirinde 1990’lı yıllardan itibaren uyguladığımız tedavi rejimleri ve yaklaşımlarında farklılık bulunmamakta idi. Buna parallel olarak 1973-97 yılları arasında toplanan ABD verilerine göre over kanserlerinde tüm evreler alındığında 5 yılda %40 civarında olan sağkalımın bu sure içinde sabit seyrederekhemen hemen aynı düzeylerde kaldığı gözlenmiştir.

Moleküler biyolojideki gelişmenin tedaviye yansımasının en başarılı örneği bugün kanser tedavisinde yaşanmaktadır. Jinekolojik kanserler konusunda da bu yönde önemli adımlar atılmış olup, halen birçok çalışma devam etmektedir.

 

Jinekolojik Kanserlerde Hedefe Yönelik Tedaviler

 

Aşağıda en çok görülen üç jinekolojik kanser türünde elde edilen gelişmeler özetlenmiştir.

Over Kanseri

Primer ve idame tedavi:

Bevacizumab adı verilen ve kanseri besleyen kan damarlarının işlevini bozan ilacın (anjiogenez) kemoterapi ile birlikte kullanıldığında barsak kanserli hastaların yaşamını uzattığı daha önce kanıtlanmıştı. Benzer şekilde over kanserinde de standart kemoterapiye bevacizumab eklenmesinin progresyonsuz sağkalım (hastalığın ilerlemesine kadar geçen sure) üzerine olumlu etkileri 2011 yılında yayınlanan 2 önemli çalışma ile gösterildi. Her iki çalışmada da bevacizumab hem kemoterapi ile birlikte, hem de kemoterapinin ardından 10 aylık bir sure için tek başına idame tedavide kullanılmaya devam ederken, genel sağkalım yararının sadece tam olarak cerrahiyle çıkartılmamış hastalık bulunan (sub-optimal opera) veya evre 4 hastalıkta geçerli olduğu vurgulandı. Bu veriler ışığında günümüzde yüksek riskli over kanserinde bevacizumab rutin kemoterapi protokollerinin içinde yer almaktadır.

 

Nüks Hastalık

Platin-duyarlı ve dirençli nüks hastalık için bevacizumabın etkinliği yine randomize çalışmalarla ortaya konarken, cediranib ve olaparib isimli iki oral biyolojik ilacın etkinliği de gösterildi. Bir multikinaz inhibitor olan cediranibin platin-duyarlı hastalıkta genel sağkalım açısından da avantaj sağlaması önemli bir veri idi. Bu yıl içinde sonuçları bildirilen bir başka çalışmada cediranib ve olaparib kombinasyonunun da bu süreçte etkili olabileceği gösterildi ve gelecekte kemoterapiye alternatif bir tedavi seçeneği oluşturabileceği konusunda yorumlar yapıldı. Ayrıca, over kanserlerinde sık eksprese edilen bir protein olan MUC-1’I hedefleyen bir kanser aşısının yine platin-duyarlı hastalık nüksünde idame de kullanılmasının progresyonsuz sağkalım açısından önemli bir yarar sağlayabileceği gösterildi. Bu aşıyla ilgili çalışmalar da devam etmektedir.

Jinekolojik Kanserlerde Hedefe Yönelik Tedaviler

 

Endometrium Kanseri

Endometrium (Rahim) kanserlerinin Kanser genom projesi ile günümüzde 4 moleküler alt grubu olduğu ortaya konmuştur. Özellikle mTOR hücre-içi yolağını bloke eden ilaçlar ile faz II çalışmalarda ümit verici sonuçlar elde edilmesine karşın, henüz standart kemoterapinin etkisini geliştiren bir tedavi seçeneğine ait kanıt bulunmamaktadır.

 

Serviks Kanseri

Standart kemoterapinin etkisinin çok sınırlı kaldığı ve en iyi kemoterapiyle bile 13 ay civarı yaşam beklentisi olan bu hastalık türünde bevacizumabın kemoterapiye eklenmesi ile ortanca yaşam süresi 18 aya kadar yükseltilebilmiştir. İstatistiksel olarak anlamlı bir fark ifade eden bu katkı, tansiyon yüksekliği, fistül oluşumu (barsak, mesane vb organlar arasında delinme ve iştirak), nötropeni (kan sayımı düşüklüğü) gibi yan etkileri beraberinde getirse de yaşam kalitesine olumsuz yansımamıştır. Bu verilerin ışığında bevacizumab nüks ve ileri evre hastalıkta standart tedavi algoritmaları içinde yerini almıştır. Birçok hedefe yönelik tedavi olasılığının ve HPV kanser aşılarının da tedavide etksinin değerlendirilmesi devam etmektedir. Ancak, serviks kanserinde asıl yararın rutin tarama programlarının ve HPV aşılarının tüm toplumda etkin uygulanabilmesine bağlı olduğunu vurgulamak gerekir.

 

Jinekolojik Kanserlerde Hedefe Yönelik Tedaviler

Kanserde Güncel Yaklaşımlar

İletişim Bilgileri

Fulya, Teşfikiye Mah, Hakkı Yeten Cd.
Fulya Terrace Center No:14 D:83
Şişli, İstanbul

Yararlı Linkler

Please publish modules in offcanvas position.